Urfa Taşı Tarihi ve Özellikleri

İlk çağlardan günümüze kadar varlığını devam eden Doğal taşlar en eski yapı malzemesidir. Bu tür malzemeye erişimin kolay olması, geleneksel yöntem ile işlenebilmesi ve uygulanabilmesinde doğal malzeme tercih edilmiştir. Doğal taş malzemesi ekolojik bakımından doğaya zarar vermeyen, geri dönüşümlü, estetik olması ve dayanımı bakımından, yapılarda hem taşıyıcı hem de süsleme elemanı olarak kullanılmıştır.

Ülkemizin Anadolu bölgesinde ortaya çıkan yeni uygarlıklar, geçmişteki uygarlıkların mimari ve sanatsal yapı özelliklerinden faydalanarak yapı alanında ilerlemişlerdir. Eski uygarlıklardan günümüze kadar zaman içerisinde gerçekleşen doğal afetler, savaşlar ve tahribatların, kültürel miras yapılara büyük zaralar vermiş olmasına rağmen, günümüze kadar ayakta kalan kervansaraylar, kale, dini ibadethaneler, ulaşım yolları ve konaklama yapıların, yapımında doğal taş malzemelerinin kullanılmasının önemli  rolü vardır.

Teknolojinin gelişmesi, Doğal taşların işlenebilirliği açısından kullanım alanlarının genişlemesi ile birlikte verimliliği ve çevreci oluşu da doğal taş yapılara olan talebi artırmıştır. İlk çağlarda, doğal taşların yapı malzemesi olarak tercih edilmesi, süreklilik, teknik ve ekonomik açıdan kolay bulunabilmesi, malzemenin yüksek mukavemetli olması kültürel alanda yapılarda kullanımını yaygınlaştırmıştır.

Urfa taşı, karakteristik özelliğinden dolayı diğer yapı malzemelerine oranla zamanla mukavemetinin arttığı, kendine özgü görünümüyle sürdürülebilir, ekonomik ve en önemlisi ekolojik olmasının yanı sıra ekosisteme uyumlu bir malzemedir. Urfa taş ile yapılan yapıların doğru bir restorasyon ile uzun yıllar boyunca varlığı sürdürebilmektedir.